11 Temmuz 2012 Çarşamba


Bilmediğim bir sokağa giriyorum.
Sokak sessiz,sokak yalnız..
Küçük küçük dönüşler yapıyorum,bilmiyorum
belki de aynı yerden az önce geçtim.Ama sorgulamadan yürüyorum.
Adımlarım ağır ağır vuruyor darbelerini.
Ne öfkeli ne de kızgın sadece suskunlar.
Ne mutlu ne de mutsuz sadece biraz kaybolmuşlar.
Sokağın sonunda ne var bilmiyorum.
Bir gülüş mü belki ? Bir sevinç mi belki ? Ya da bir son mu belki ?
Belkiler hiç bitmediler.Bitmeyecekler de.
Sokağın sonunu tahmin edemeyeceğimi hergün yeniden öğreniyorum.
Bazen hüzünlü bazen mutlu bir bekleyiş bu ama her zaman heyecan dolu..
Sokağı izleyerek sonunu göremeyeceğimi biliyorum.
Başımı biraz yukarı kaldırıyorum.
Küçücük bir yıldız kayıyor gökyüzünden.
Ardından bir tane daha.
"Aydınlıklar düşer ama bitmezler" öğreniyorum.
Başını öne eğdiğinde sokaklar hep bilinmez hep karanlık ama
"Dik tuttuğunda yeni umutlar düşer gözlerinin önüne""
Umudu ne tutabilir ne de yakalayabilirsin.
Sadece koşarsan sokağın her köşesinde gülebilirsin ....

Tnr Trmr

Çocukluk avuçlarımızda eriyen eski bir masal,oyunlar;özlediğimiz bir neşe,küçüklerin yanına sığınırken hatırladığımız bir umut,aptalca görünür diye gizleye gizleye yaşamaya çalıştığımız bir mutluluk,hayallerimizse herkesin dilinde acı bir şaka..İşittiğimiz her olumsuz düşünce yaşama heyecanımızı sömüren sessiz bir katil..Bizi bizden almaya çalışır da farkedemeyiz bile.Ölürüz biz.Yüzümüzdeki son tebessüm isyanımız olur.Ne süpermen kurtarabilir bizi ne de masallardan fırlayacak iyilik savaşçıları.Sadece güzel bir söz..güzel bir düşünce kurtarabilir bizi...

Taner Tarımer

"Önce sevgi sonra da bilgi gerekir dünyaya.Hayatın bilgisiz sevgilisi olursan sadece aptal bir aşık olursun.Hayatı sadece bilgiyle yaşarsan da mutsuz bir alim olursun.Ama aşık bir alim olursan unutulmaz olursun"

Taner Tarımer

Bazı sahneler vardır hayatın içinde;kimilerinin cesareti yoktur yaşamaya,sadece uzaktan seyrederler,kimilerininse korkmaya vakitleri yoktur sadece gülmeyi ve mutlu olmayı seçerler. tnr trmr


rüya gibi birşey..
20 Nisan 2012 Cuma, 17:44 · tarihinde Taner Tarımer tarafından eklendi
Geçen gün bir rüya gördüm.Rüyamda gökyüzünden kayıp düşmüştü bir yıldız.Onunla konuşmaya başladım birden.Bana yalnızlıktan bahsetti."Ben hep yalnızdım" dedi.Gözlerim doldu çünkü yalnızlık hep korkutur beni."Peki ama neden hep yalnızdın" dedim.Eğer ışık tutarsan dünyaya yalnız olmak zorundasındır" dedi.Düşündüm anlam veremedm.Yıldız beni düşünceli görünce anlatmaya devam etti. "Sen hiç iki yıldızı bir arada gördün mü?" diye sordu."Hayır" dedim.


Yıldız - Göremezsin de zaten.Dünyadaki bütün varlıklar karanlıkta bir arada olurlar...Kalabalık bir caddede yürü..İstediğine sor..Herkesin bir derdi vardır.Oturur dinlersin..Güzel birşeylerden bahsedecek olsan..İlgileri kaybolur insanların..Derdini paylaşmadığını düşünürler garipserler seni..İşte o zaman yalnızlığın başlar..Güzel birşeyler düşündüğün sürece yalnızlığın da  büyümeye devam edecektir..


        Sustum..Gözlerimden yaşlar döküldü..İnsanlarla paylaştığım çoğu şeyin dert olduğunu gördüm..Üstelik dert edilmeyecek dertlerdi..Sadece konuşmak için konuştuğum insanlar oldu çünkü hep korktum..İnsanın içinde vardır bu korku..bazen gizlersin bazen kamufle edersin ama kendi başına kaldıgında yüreğinde hissedersin bu korkuyu..


            Sana birşey söylemek istiyorum..Ben korkağın biriyim..Saçma belki ama korkuyorum en güzel duyguları hissederken anlatacak sevdiklerimin olmamasından..Sevdiğim insanlar hep etrafımda olsunlar istiyorum..Çünkü böyle güzel hayat..ve birşey daha söylemek istiyorum..Eğer düşecek olursam yalnız bırakma beni..Ama dokunma da bana..Sadece sevgini hissediyim yeter bana..Ben düştüğümde beni kaldırmaya,yardım etmeye çalışma sakın..Eğer kendi başıma kalkmayı,kendi başıma yürümeyi öğrenemezsem tekrar düşeceğim..

tnr trmr

SESSİZLİK VARDIR HEP,EN ÇOK KONUŞMAK İSTEDİĞİM SAHNELERDE...SÖYLEMEK İSTEDİĞİM ŞEY...
19 Nisan 2012 Perşembe, 14:57 · tarihinde Taner Tarımer tarafından eklendi
        Dertlerini anlatırken özet gecme.
Ben hikayelerin tamamını dinlemeyı severim.Öyle olmasaydım kıtap almaz sadece arkalarını okurdum.
Arkadaşlık da dostluk da kitapları sevmek gibidir.Ya sadece hayatını arka bahceden seyreder gibi uzaktan selamlarsın ya da bahcenin kapısında gülümser,"içeri girebilir miyim" diye sorarsın.Elime kıtap aldıgımda seni okuyabilir miyim demem.Ama içimde bir mutluluk olur.Sanki yeni güzel bir hayata baslar gibi,"seni yasayabilir mıyım" der gibi bakarım kapagına.Dostluk da arkadaslık da boyledır işte."içerı girebilir miyim" der gibi bakarsın kapıdan,sessizce soyler gulumsersın...Eger içinden gecen herseyı soylersen belkı yenı bir dost kazanırsın.Her ınsanı kazanamazsın ama her zaman  dost olabilirsin insanlara.Bu güzel birşeydir.

Taner Tarımer

Cümlelerim eksik..Cümlelerim yarım..
Gülümsüyorum belli belirsiz..
Belki de sadece sözcüklerle varım..



ATEŞBÖCEĞİ VE ÇOCUK
13 Ocak 2012 Cuma, 02:47 · tarihinde Taner Tarımer tarafından eklendi
Küçük bir çocuk balkona doğru koşup gelmişti.Onu gören ateşböceği "İnsanları tanımak zordur" dedi."Çünkü insanların çoğu kendilerini bile tam olarak anlayamaz,yaşadıklarını hissedemezler.Çok şeye şikayet edip az şeyle mutlu olmaları da bundandır" dedi.Elektriklerin kesildiği,çocuğun karanlıktan korkup,yıldızlara sığınmak için hızla balkona çıktığı bir geceydi o gece.Ama hava bulutluydu.Sığındığı şey küçük bir ışıktı.Evet ateşböceğiydi o.İsmini duymuştu ne olduğunu biliyordu ama onu hayatında ilk kez görüyordu.Devam etti böcek "Sadece kendini tanıyan insanlar mutluluğun değerini bilebilirler" dedi.Çocuk düşünceli gözlerle baktı böceğe.Böcek duraksadı sonra devam etti "Kendi başına yürürken gülümseyen bir insan tanıyacak olursan,iki ihtimal vardır önünde;ya deli olduğuna inanırsın ya da gerçekten mutlu biri olduğuna"."İnsanlar" dedi böcek."İnsanlar genelde deli olduğuna inanırlar"."Peki ben neye inanmalıyım" dedi çocuk."Çok erken" dedi böcek."Senin için çok erken.Herşeyden önce kendini tanıman gerekiyor." "Peki ama nasıl" dedi çocuk.Sabırsızlanmıştı.Daha düşünmeye fırsat olmadan soruvermişti.Acaba yanlış mı yaptım diye düşünürken,bu düşünceden vazgeçmişti.Çok merak ediyordu ve bu soruyu merak duygusu sormuştu ona.Düşünmesi anlamsızdı."Nefes aldığın anı hisset" dedi böcek.Derin bir nefes aldı çocuk.Böcek çocuğun şapşallığına gülümsedi.Dünyanın en masum çocuklarından biriydi bu.Başını sağa sola sallayarak devam etti böcek "Ama yaşamı bilindik halleriyle çekme içine.Aldığın nefesin kattığı birşeyler olsun.İçine çektiğin hayatta sen de varsan eğer,mutluluğun varsa eğer işte o an,sen sensindir".Ateşböceği mutlu olmuştu.Sevimli çocuğu sevmişti.Ona birşeyler öğrettiyse eğer,bugün en mutlu günlerinden biri olacaktı.Bir şarkı uydurdu ve uçarak söyledi.Bir kelimenin tatlı bir şekilde yankılanışı gibiydi."İşte o sensin".Mutlulukla nefes aldığın anlarda sen..sensin" diyordu şarkı.Büyülenmişti çocuk. Ateşböceği uçarken, sanki gökyüzünde bir yıldız defalarca kayıyordu.Kaymaktan da hiç vazgeçmeyecek gibiydi.Şarkı da hiçbir zaman anılarından silinmeyecek tatlı bir melodiye sahipti."Mutlulukla nefes almak" dedi."Alacağım" dedi çocuk.Yüzünde kocaman bir gülüşle baktı sığındığı küçük aydınlığa."Sen" dedi."Sen küçücük yüreğimi aydınlatan en güzel ışık oldun" dedi.Evet olmuştu.Elektriklerin gidişi için elektriklere,sahte aydınlıkların sönüşü için sokak lambalarına defalarca teşekkür etti.Ateşböceğinin en mutlu günüydü bugün.

TANER TARIMER

ve bitirmeye kıyamadığım bir hikayenin ilk satırları olabilirdi ancak :)

gerçekten DEVAM ETMELİ Mİ :)))




EĞİTİM VE HAYALLER ÜZERİNE
10 Ocak 2012 Salı, 22:26 · tarihinde Taner Tarımer tarafından eklendi
vakit varken tomurcukları topla çünkü zaman hala geçip gidiyor ve bugün gülümseyen bu çicek yarın ölüyor olabilir. (ölü ozanlar derneği ) her çiçeğin bir zamanı vardır güzel kokmak,güzel olmak için güneşe ihtiyaçları vardır.ve eğer güneşe ihtiyacı olduğu anda karanlık bir odada kalmak zorunda kalırsa o çiçek ölür ya da nefes almak daha zor olur.insanların da diğer canlılardan farkı yoktur.Mutlulukla nefes aldığı belirli şeyler vardır.Ruhu belirli şeylerle canlanır.Güneşe ihtiyacı olduğu anda,yani mutlulukla nefes almaya ihtiyacı olduğu anda karanlık bir odada yaşıyorsa o gün ruhu biraz daha ölüyor olabilir.Evet biraz daha erteyebilir,biraz daha bekleyebilirsin güneşi.Evet mecburiyetlerden biraz daha karanlık odada kalabilirsin.Sabredebilirsin.Ama hayatın yarın biteceğini bile bile uzun zamanlarını yaşamak istemediğin o odada geçirirsen,ruhun yaşlanır farkında bile olmazsın.Ruhunun çok mutlu olduğu çok heyecan duyduğu anlarda onu bir odaya kapattığında kendini mahkumdan farklı hissetmezsin.Ve hapishanelerde mahkum olmaktan daha kötüdür hayatın içinde mahkum olmak.Çünkü hapiste sana verdikleri bir odada özgürsündür,istediğin herşeyi yapabilirsin.Ama hayatta mahkum olduğunda belirli yıllarda sistemin kurallarını yerine getirmek zorundasındır.Ve mahkumlar bile senden daha özgürdür.Neyse insanın tek çabası özgürlüğüne kavuşabilmek.Umarım heyecan duyduğu,mutlu olduğu ve çaba gösterdiği hayalleri olan herkes birgün özgürlüğüne kavuşabilir.Ve umarım çiçekler solmadan güneşi görebilirler...

Sayende arşivime bir yazı daha eklendi Teşekkürler ÇAĞRI KARAHAN :)



RÜYA DEFTERİ bir yaprak bir :D
9 Ocak 2012 Pazartesi, 04:07 · tarihinde Taner Tarımer tarafından eklendi
"Bana bir sır ver" dedi."Benim bir sırrım yoktur,sırlar karmaşıklığa neden olurlar"  dedim.Ama bir sır vermelisin dedi."Neden" dedim."Eğer bir sırrımız olursa sadece ikimize ait birşey olmuş olur ve ben bunu düşündükçe sen yokken de,sana kendi kendime gülümseyebilirim" dedi.Ellerimle gözlerini kapattım.Birkaç adım attık birlikte."gülmeee" dedim güldük :) sonra gözlerini açtım "ne görüyorsun" dedim."yağmuurr" dedi."ne yağmuru be" dedim."yağmur yağıyor manyak" dedi.Güldük.Tam koşmaya başlıyordu ki tuttum kolundan.Gülümseyerek "Eller yukarı sayın bayan" dedim.Bir kahkaha attı ve "bu hangi deli senaryondan" dedi."Ben çok ciddiyim,şimdi teslim olma zamanı" dedim.Yüzüme beceriksiz bir tiyatrocunun her an gülecekmiş gibi somurtmaya çalıştığı anki ifade geldi.Bir kahkaha daha koparttık.Durakların içinde yağmurdan saklanan insanlar bize deliymişiz gibi baktı.Bizse sadece güldük ve yürümeye devam ettik.
             Bazı sahneler vardır hayatın içinde;kimilerinin cesareti yoktur yaşamaya sadece uzaktan seyrederler,kimilerininse korkmaya vakitleri yoktur sadece gülmeyi ve mutlu olmayı seçerler.


-Sır neydi ?
- Ne sırrı ? Ben öyle birşey hatırlamıyorum :)
-Hani gözlerimi kapatmıştın ya.Birşey göstericektin bir sırrını söyliycektin :)
-O an gerçek miydi ? Ben de deli senaryolarımdan biri sanıyodum :D
-Gerçekti tabi eşşek :D
-Ne eşeği be ! :)
-Öküz eşşeği :D
-Yuh artık yeni bir tür mü bu:D
-Evet senin son halin :D
- Vay be ben neymişim :) Eee ne diyoduk ? :)
-Sır diyoduk.Eskişehiri dinliyorum gözlerim kapalı diyoduk :)
- Vay be şiirler :) senden şair olur demiş miydim :D yok yok vazgeçtim senden  bi halt olmaz :D:D
-Ne diyosun sen be ! Benim şiirime kurban ol sen :p
-He he :D
-Ne gülüyosun !
-Ben senin şiirine kurban olur muyum bilemem de sen benim akıl oyunuma çoktan kurban oldun :D
-Yine konuyu değiştirdin dmi lanet hep yiyorum bunu :D hadi söyle :)
-Neyi ? :)
-Neyi olacak sırrı ! artık değiştiremezsin konuyu :D eller yukarı :D
-Tamam söylüyorum.Gözlerini kapattığımda hiçbirşeyi görmedin.Her yer karanlıktı.Tek bir ışık bile yoktu.Ama sen güldün.Sadece güldün.İçinden tek birşey geldi.Gülmek,gülmek ve gülmek.Çünkü hayatı hissediyorsan,yanındaki insanı hissediyorsan illa onu görmene gerek yoktur.İlla çok güzel bir şehirde,lüks bir evde yaşamana gerek yoktur hayatı sevmek için.İşte benim sırrım da bu.Aydınlıkta da karanlıkta da hayatı ve değer verdiklerimi sevebilmek.Bu mutluluğu sırılsıklam olmam gerekse bile yağmura teslim olmam gerekse bile hissedebilmek :)

SON

Eğer sadece içten güzel bir hayat için yaşıyorsan...fırsatın yoksa yağmurdan kaçmaya bırak teslim ol yüreğindeki aydınlığa :)

-Dur be eşşek benim de söyleyeceklerim var :D
-Sen sus amatör şair :D
-Niyemiş o ben de birşey söylemicek miyim :D
-Tamam söyle sen sadece Ökkeş de ve noktayı koyalım hikayeye :D
- Ne ökkeşi ?
-Kızım senin en büyük sıkıntın bana aynı anda hem öküz hem eşek diyememek:D Sana kolaylık sağladım işte :D
- Vay be güzelmiş :D Senin kafan çalışıyo be Ökkeş :D
- Tamam uzatma :D bitti :D

SON :))

sadece TANER TARIMER :D



SOKAK MANZARALARI
5 Ocak 2012 Perşembe, 12:58 · tarihinde Taner Tarımer tarafından eklendi
- Bana bak çocuk ! senin adın ne ?
- Benim adım Toprak efendim.
-Gecenin 4 'ünde ne yapıyorsun sokakta ?
-Gökyüzünü seyrediyorum efendim.Evde otururken iyi hissedemiyorum dünyayı.Ben de sokağa çıktım.Her zaman buraya gelmesem de farklı farklı sokaklara çıkarım efendim.
-Peki ama hissedemediğin şey ne ? Buraya çıkınca hissettiğin şey ne ?
-Hayat efendim.Sadece hayat...Buğulu bir pencerenin ardında,günlerdir bu sokaklarda oturan yaşlı amcanın ne hissettiğini anlayamam efendim.Onunla birlikte üşüyüp onunla aynı duyguları paylaşamam.Eğer onun gibi insanları anlayamazsam,onlarla aynı şeyleri hissedemezsem hayatı da anlayamam ve yaşadığımı hissedemem efendim.
-Ama bu sokakta oturup neyi değiştirebilirsin ? Bu küçük halinle ona yardım edemezsin ki.Hem neyi bekliyorsun bu sokakta ?
-Güneşi bekliyorum efendim.Bir kaç saat içinde öyle güzel bir şekilde doğacak ki; aydınlığına,sıcaklığına ve gözlerinizde büyüyen dünyanın güzelliğine inanamazsınız efendim.En güzeli de o amcayla birlikte aynı mutluluğu hissetmenin büyüsünü anlatamam efendim.Evet ben küçük olabilirim.Saatlerce koşsam da bu küçük adımlarımla çok uzağa da gidemeyebilirim.Ama burda oturmamın işe yaramadığını,sokaktaki amcaya yardımcı olamayacağını söyleyemezsiniz efendim.Çünkü ben buraya oturduğumda sizin gibi abiler gelir geçer.Gecenin bu saatinde ne yaptığımı sorarlar.Ben de amcayı anlatırım.Neler hissettiğimi anlatırım.Belki beni küçük görüp dinlemezler.Ama bir kişi dinlerse...sadece bir kişi dinlerse o amcaya yardım etmiş olurum.En güzeli de buğulu pencerelerin ardında kalan bir kalp daha insan sevgisiyle pencereleri delip geçebilir.İnsanlara sadece insanlığıyla,önyargısız ve saf bir sevgiyle yaklaşabilir efendim.İşte bu yüzden burdayım.Karanlığın ortasında güneşin doğacağına inanan bir çocuk olduğum için !



HOŞÇAKAL KARDEŞİM DENİZ
26 Aralık 2011 Pazartesi, 09:45 · tarihinde Taner Tarımer tarafından eklendi
Ben küçük bir balıktım.Yüzmeyi yeni öğrenmiştim.Kayalıkların arasından geçmiştim.O kadar zor kayalıklardı ki bu küçük halimle yaptığıma inanamamıştım.Sonra sevimli küçük bir balıkla karşılaştım.O da geçmişti benim geçtiğim yerlerden.O anlattıkça bu tesadüfe şaşırıp gülümsedim.O da gülümsedi ve gülümsemekten hiç vazgeçmeyecek gibiydi.İçimde garip bir duygu uyandı.Bir anda benimle birlikte yüzmeye başlamıştı sevimli balık.Sorgulamadım."Benimle yüzme" demedim ona.Ben hep tek başıma yüzmüştüm.Alışkın değildim bu duruma.Ama o da benimle yüzmek istiyorsa,yanımda olacaksa daha güçlü hissetmez miydim kendimi ? Kuşkusuz öyle olmalıydı,öyle hissettirmeliydi onunla yüzmenin verdiği mutluluk.Sonra onunla yüzmeye başladık.Yüzdük ve günlerce yüzdük.Karşımıza hiç kayalık çıkmamıştı ve ben hep ona bakıp gülümsüyordum.O da bana gülümsüyordu hem de hiç bir zaman yüzünden silinmeyecek bir şekilde.Güvenle ve inançla.Ama birgün.Sadece birgün kayalıklar çıktı karşımıza.Ben farketmedim.Farkedemedim.Sevimli balığa gülümserken kayalıklara çarptım.Ama ona birşey olmamıştı.Çünkü o alışkındı yalnız olmayan yüzmelere.Çünkü onun kahramanları vardı kayalıkların arasından geçerken.Bense hep tek başıma geçmiştim kayalıkların arasından.Benim kahramanlarım süzgeçlerimdi.Süzgeçlerm yaralandılar ve ben düşmeye başladım dibe doğru.Sevimli balık arkasına bakmadan yüzmeye devam etti.Çünkü kahramanları vardı onun.Kahramanları için yüzmeye devam etmeliydi.Yadırgamadım onu.Hiç de kızmadım.Dibe doğru düşerken sadece gülümsedim sevimli balığa.Arkasından bakıp "hoşçakal" dedim gülümseyerek.Sonra yere düştüm.Süzgeçlerime bir soru sordum."İyileşebilecek misiniz" dedim."Zamanla evet" dediler."Yeter ki sen güneşi izlemeye,aydınlıkları izlemeye devam et " dediler.Süçgeçlerimin gücüne şaşırdım.Onlarla gurur duydum.İyileştiğimde kendi hayatımın kahramanı olmaya devam edecektim.

TANER TARIMER

İnsan bazen sevdiklerinin kahramanı olmaya çalışırken,kendi hayatının kahramanı olduğunu unutabilir,unuttuğunun farkında bile olmadan.Bu bir an da olabilir,birgün de.O an düşebilirsiniz dibe doğru.
Siz düşerken insanlar da korkup,dehşete kapılıp,yanınızda olmaktan vazgeçebilirler.Çünkü onlar kahramanlıklarınıza alışkındır,düşmelerinize değil.

11 Ocak 2012 Çarşamba

EĞİTİM VE HAYALLER ÜZERİNE

vakit varken tomurcukları topla çünkü zaman hala geçip gidiyor ve bugün gülümseyen bu çicek yarın ölüyor olabilir. (ölü ozanlar derneği ) her çiçeğin bir zamanı vardır güzel kokmak,güzel olmak için güneşe ihtiyaçları vardır.ve eğer güneşe ihtiyacı olduğu anda karanlık bir odada kalmak zorunda kalırsa o çiçek ölür ya da nefes almak daha zor olur.insanların da diğer canlılardan farkı yoktur.Mutlulukla nefes aldığı belirli şeyler vardır.Ruhu belirli şeylerle canlanır.Güneşe ihtiyacı olduğu anda,yani mutlulukla nefes almaya ihtiyacı olduğu anda karanlık bir odada yaşıyorsa o gün ruhu biraz daha ölüyor olabilir.Evet biraz daha erteyebilir,biraz daha bekleyebilirsin güneşi.Evet mecburiyetlerden biraz daha karanlık odada kalabilirsin.Sabredebilirsin.Ama hayatın yarın biteceğini bile bile uzun zamanlarını yaşamak istemediğin o odada geçirirsen,ruhun yaşlanır farkında bile olmazsın.Ruhunun çok mutlu olduğu çok heyecan duyduğu anlarda onu bir odaya kapattığında kendini mahkumdan farklı hissetmezsin.Ve hapishanelerde mahkum olmaktan daha kötüdür hayatın içinde mahkum olmak.Çünkü hapiste sana verdikleri bir odada özgürsündür,istediğin herşeyi yapabilirsin.Ama hayatta mahkum olduğunda belirli yıllarda sistemin kurallarını yerine getirmek zorundasındır.Ve mahkumlar bile senden daha özgürdür.Neyse insanın tek çabası özgürlüğüne kavuşabilmek.Umarım heyecan duyduğu,mutlu olduğu ve çaba gösterdiği hayalleri olan herkes birgün özgürlüğüne kavuşabilir.Ve umarım çiçekler solmadan güneşi görebilirler...

RÜYA DEFTERİ :) yaprak 1 :D

"Bana bir sır ver" dedi."Benim bir sırrım yoktur,sırlar karmaşıklığa neden olurlar"  dedim.Ama bir sır vermelisin dedi."Neden" dedim."Eğer bir sırrımız olursa sadece ikimize ait birşey olmuş olur ve ben bunu düşündükçe sen yokken de,sana kendi kendime gülümseyebilirim" dedi.Ellerimle gözlerini kapattım.Birkaç adım attık birlikte."gülmeee" dedim güldük :) sonra gözlerini açtım "ne görüyorsun" dedim."yağmuurr" dedi."ne yağmuru be" dedim."yağmur yağıyor manyak" dedi.Güldük.Tam koşmaya başlıyordu ki tuttum kolundan.Gülümseyerek "Eller yukarı sayın bayan" dedim.Bir kahkaha attı ve "bu hangi deli senaryondan" dedi."Ben çok ciddiyim,şimdi teslim olma zamanı" dedim.Yüzüme beceriksiz bir tiyatrocunun her an gülecekmiş gibi somurtmaya çalıştığı anki ifade geldi.Bir kahkaha daha koparttık.Durakların içinde yağmurdan saklanan insanlar bize deliymişiz gibi baktı.Bizse sadece güldük ve yürümeye devam ettik.
             Bazı sahneler vardır hayatın içinde;kimilerinin cesareti yoktur yaşamaya sadece uzaktan seyrederler,kimilerininse korkmaya vakitleri yoktur sadece gülmeyi ve mutlu olmayı seçerler.


-Sır neydi ?
- Ne sırrı ? Ben öyle birşey hatırlamıyorum :)
-Hani gözlerimi kapatmıştın ya.Birşey göstericektin bir sırrını söyliycektin :)
-O an gerçek miydi ? Ben de deli senaryolarımdan biri sanıyodum :D
-Gerçekti tabi eşşek :D
-Ne eşeği be ! :)
-Öküz eşşeği :D
-Yuh artık yeni bir tür mü bu:D
-Evet senin son halin :D
- Vay be ben neymişim :) Eee ne diyoduk ? :)
-Sır diyoduk.Eskişehiri dinliyorum gözlerim kapalı diyoduk :)
- Vay be şiirler :) senden şair olur demiş miydim :D yok yok vazgeçtim senden  bi halt olmaz :D:D
-Ne diyosun sen be ! Benim şiirime kurban ol sen :p
-He he :D
-Ne gülüyosun !
-Ben senin şiirine kurban olur muyum bilemem de sen benim akıl oyunuma çoktan kurban oldun :D
-Yine konuyu değiştirdin dmi lanet hep yiyorum bunu :D hadi söyle :)
-Neyi ? :)
-Neyi olacak sırrı ! artık değiştiremezsin konuyu :D eller yukarı :D
-Tamam söylüyorum.Gözlerini kapattığımda hiçbirşeyi görmedin.Her yer karanlıktı.Tek bir ışık bile yoktu.Ama sen güldün.Sadece güldün.İçinden tek birşey geldi.Gülmek,gülmek ve gülmek.Çünkü hayatı hissediyorsan,yanındaki insanı hissediyorsan illa onu görmene gerek yoktur.İlla çok güzel bir şehirde,lüks bir evde yaşamana gerek yoktur hayatı sevmek için.İşte benim sırrım da bu.Aydınlıkta da karanlıkta da hayatı ve değer verdiklerimi sevebilmek.Bu mutluluğu sırılsıklam olmam gerekse bile yağmura teslim olmam gerekse bile hissedebilmek :)

SON

Eğer sadece içten güzel bir hayat için yaşıyorsan...fırsatın yoksa yağmurdan kaçmaya bırak teslim ol yüreğindeki aydınlığa :)

-Dur be eşşek benim de söyleyeceklerim var :D
-Sen sus amatör şair :D
-Niyemiş o ben de birşey söylemicek miyim :D
-Tamam söyle sen sadece Ökkeş de ve noktayı koyalım hikayeye :D
- Ne ökkeşi ?
-Kızım senin en büyük sıkıntın bana aynı anda hem öküz hem eşek diyememek:D Sana kolaylık sağladım işte :D
- Vay be güzelmiş :D Senin kafan çalışıyo be Ökkeş :D
- Tamam uzatma :D bitti :D

SON :))

SOKAK MANZARALARI

- Bana bak çocuk ! senin adın ne ?
- Benim adım Toprak efendim.
-Gecenin 4 'ünde ne yapıyorsun sokakta ?
-Gökyüzünü seyrediyorum efendim.Evde otururken iyi hissedemiyorum dünyayı.Ben de sokağa çıktım.Her zaman buraya gelmesem de farklı farklı sokaklara çıkarım efendim.
-Peki ama hissedemediğin şey ne ? Buraya çıkınca hissettiğin şey ne ?
-Hayat efendim.Sadece hayat...Buğulu bir pencerenin ardında,günlerdir bu sokaklarda oturan yaşlı amcanın ne hissettiğini anlayamam efendim.Onunla birlikte üşüyüp onunla aynı duyguları paylaşamam.Eğer onun gibi insanları anlayamazsam,onlarla aynı şeyleri hissedemezsem hayatı da anlayamam ve yaşadığımı hissedemem efendim.
-Ama bu sokakta oturup neyi değiştirebilirsin ? Bu küçük halinle ona yardım edemezsin ki.Hem neyi bekliyorsun bu sokakta ?
-Güneşi bekliyorum efendim.Bir kaç saat içinde öyle güzel bir şekilde doğacak ki; aydınlığına,sıcaklığına ve gözlerinizde büyüyen dünyanın güzelliğine inanamazsınız efendim.En güzeli de o amcayla birlikte aynı mutluluğu hissetmenin büyüsünü anlatamam efendim.Evet ben küçük olabilirim.Saatlerce koşsam da bu küçük adımlarımla çok uzağa da gidemeyebilirim.Ama burda oturmamın işe yaramadığını,sokaktaki amcaya yardımcı olamayacağını söyleyemezsiniz efendim.Çünkü ben buraya oturduğumda sizin gibi abiler gelir geçer.Gecenin bu saatinde ne yaptığımı sorarlar.Ben de amcayı anlatırım.Neler hissettiğimi anlatırım.Belki beni küçük görüp dinlemezler.Ama bir kişi dinlerse...sadece bir kişi dinlerse o amcaya yardım etmiş olurum.En güzeli de buğulu pencerelerin ardında kalan bir kalp daha insan sevgisiyle pencereleri delip geçebilir.İnsanlara sadece insanlığıyla,önyargısız ve saf bir sevgiyle yaklaşabilir efendim.İşte bu yüzden burdayım.Karanlığın ortasında güneşin doğacağına inanan bir çocuk olduğum için !

BULUT VE HOKİ

Beklenmedik bir anda,beklenmedik birgünde ve nasıl olduğunu nasıl yaptığını bilemeden dünyanın en tatlı bulutuyla konuşurken buldu kendini hoki...Ve o hep gökyüzüne mektuplar atıyordu..o sevimli güzel buluttan da cevaplar geliyordu...
Hoki : bir süre mektup atamıcam bulut.
Bulut : olsun ben seni rahatsız edebilirim hertürlü :D
Hoki : e ben ne olcam neden aynı posta servisini kullanmıosun yahu.s benım posta sınırım doldu
Bulut : o senin sorunun tokmak kafa :D
Hoki : laflara bak nerdesin sen ben bi dayağa gelym :D
Bulut : Gökyüzündeyim:D
Hoki : laflarındaki rahatlıktan belli :D sanki hiç dönmicen sanki :D hiç elime düşmicen :D
Bulut : nıç nıç hokim niç nıç ( hayır ifadesi :)

 birgün sonra...

Hoki : mektup atamıyorum bulut.Görüş alanıma girince haber ver konuşalım :)
Bulut : geldim :) çok sıkılıyorum bu gece :(
Hoki : bir kitap al eline yazar uyuzsa karakterin dertlerine üzülmekten kendi skntını unutursun :D yazar iyiyse hem mutlu olup hem de skntını unutursun :D
Bulut : Okuduguma kendimi verebilsem denerim :) bulut kardeşimin biri mektup yolladı.Morali bozukmuş keşke yanında olabilseydim.s
Hoki : insan bazen ışınlanmak ister..ama şu an için pek mümkün değil gibi.ama bunu istemek bile masum güzel bir kalbin varlığına işarettir..ve çoğu zaman mutluluğu hakeden bu yüreğine sahip çıkman gerekir onu gökyüzünün üstüne kendi başına çıkarabilmelisin..ve yanında sevdiklerin de olursa yıldızlardasın zaten..içindeki sevgiyle gökyüzünde kayıp yanlarında olduğunu hissettirirsin her zaman..
Bulut : :))))

birgün sonra...

Hoki : Sana mektup atamadığım günlerde hiç unutmadın beni. Ne güçlü hafızan varmış hiç çaktırmıyosun yahu:D Ben seni balık kafa bilirdim halbuki :D
Bulut : Neden uyuzluk yapıyosun ! :) işime gelmeyen şeyleri unutuyorum. kapito ? :D
Hoki : bu kapiş kapitoyu bulan çocuğu merak ediyorum.d neden böyle birşey bulmuş ki:D
Bulut : Ya çocuk degilse? Sen neden cocuk dedin ki? :D
Hoki : evet kesin 60 yaşında 10 yıldır şarap varilinde yaşayan bir filozoftur :D
Bulut : Offff  bence kucucuk bi bebek demistir.konusmayi bilmeyen emzikli stayla :D
Hoki : bak yine müthiş bir kelime stayla :D what is the matter diyim bari türkçeden çıkmışken :D
Bulut : :D:D:D
Hoki : ben birazdan uyucam bulut:)   kızmazsan ?
Bulut : Cok kizdim oyle boyle degil yani cok fazla kizdim hala kiziyorum!!  deli misin ya uyu uyu :D uykuya asla bise demem:D baska sekilde beni ekmenede asla izin vermem bela olurum :)))
Hoki : İyi geceler :)
Bulut : iyi geceler hokim :)

birgün sonra...

Hoki : Nasılsın bulut ?
Bulut : biraz üzgünüm.Bulut babam rahatsızdı biraz.Ağladım dün gece.
Hoki : çok üzüldüm..neden anlatmadın konuşurduk dün gece.s
Bulut :Soyleseydim uykusuz birakicaktim seni.hayatta en sevdigin birini kaybetme korkusu cok kotu.bi anda bu dusunce sardi beni.cok korktum.Ama endişelenicek birşey yok ben kuruntu yaptım.s
Hoki :of tam dayaklıksın yaa herşeye birlikte gülücez herşeye birlikte ağlıycaz eğer değer veriyosan bana gizli brşey olmycak aramzda ben sadece iyi günde yanında olacak biri değlm ki karaanlıklarn arasnda küçük bi ışık varsa ve sen göremeyecek durumdaysan kolundan tutup o küçük ışığa birlikte koşablmek içn varım ben..
Bulut : iyi ki varsın :))
Hoki : sen de iyi ki varsın  ama bi daha benden birşey saklarsan şapkamı önüme koyup küsmeyi dşünürüm :))
Bulut : Seni döverim cok fena. Bu bi tehdittir :D
Hoki :  eğer benden birşey gizlersen saklarsan dayak yemekten beter olursun bak :D
Bulut : tmm söz veriyorum :)

Bir saat sonra...

Hoki : Hayatta rengarenk ışıklar vardır..bazen karanlık olur dünya bazense güneş doğar...Karanlık olmasa güneşin heyecanı bu kadar güzel olmazdı..Işıklar söndüğünde küçük kıvılcımlara tutunup gülümsersen o kıvılcımlar yarının güneşi olurlar..Dün aklıma gelmişti bu söz..Gülümsemek iyi huylu bulaşıcı bir hastalık..Bu hastalık hayatının her anında olsun ve bulaştırmaktan çekinme..Sevdiklerine bulaştır hep sevdiğin herkese bulaş bana da bulaşırsan :)) hiç kızmam mutlu bi adam olurum :)))

Bulut : Bulastım sana bulasacagım kadar.bas belanım bunu unutma :D  gercekten karamsarlik etmek istemiyorum.tutundugum bir soz var baba bulutla hep deriz birbirimize.bugunun uzuntusu sadece yarinin gucunu tuketir..diye.ama iste bazen ya hayat cok agir geliyo bilemiyorum of cok daraldım hokimmm napıyosun??
Hoki : az önce yazdgm mesaja bakıyodum 12 dakikada yazmşm sana okuması 1 dk sürmuyo bu hakszlık dye dşndum :D
Bulut : of :D:D

birgün sonra...

Bulut : Benim muneccim takintim oldugunu demis miydim?
Hoki : yok yok demedın:) ne oldu ne dedi muneccmler:D
Bulut : Ya felaket fal delisiyim  hergun mutlaka okurum ama en cok tarota inanirm falan ne garip  nazarada inanirm kuruntulu yapimdan anlayabilrsn :D
Hoki : hmm olsun:D kötü bşi değil.d ama söylenenleri gerçekmiş gibi dinlemyosndur umarm.d
Bulut : bazen:D
Hoki : hımm muneccımler benm için ileri geri konuşursa ne yapıcaksın pekı?:)
Bulut : bi daha görüşmemmmmm :D
Hoki : benle mi muneccimle mi:D
Bulut : a tabi ki müneccimle :D
Hoki : bilemiyorum:D müneccimin etkisinden kurtulamazsn belki:D
Bulut : Belkide kurtulurum? :) 
Hoki : belkilere mi bıraktın beni  vay benim delibaşım ::)))
Bulut : Sen garantidesin.ipte olan muneccim hokim :D
Hoki : ipte yürüt onları canım insanların geleceğiyle oynamak neymiş görsünler :)))
Bulut : Yuzumde yine bir tebessum :)) iyi ki varsın hokim laf olsun diye değil bak :))
Hoki : :))

birgün sonra....

Hoki : kendime bile itiraf edemediğim heyecanlı masum içten bi mutluluktun sen..beklenmedik böyle bi anda olan filmlerden çıkma bi sahne gibi ama hiç bi filmin bizim bir araya gelmeden canlandıramayacağı sevgi mutluluk ve aşktın sen..şimdi senin adını gökyüzüne yazmak istiyorum..dünyadaki karanlıktan karamsarlıktan uzak sadece yıldızların sahip olabileceği bi güçle bi umutla karanlıkların içinde insanlara birlikte ışık tutalım istiyorum..
Bulut : beni güldürdüğün gibi güldürelim insanlarıı :))ben çok çabuk inanırım insanlara, iyi niyetimden yani ama sen tuhaftın bilmiyorum hem hep yanında olmak istiyodum:)hemde patadana hayatına girmekten çekiniyodum ama engel olamadımmm tuhaf bi güven veriyosun bana:))söyleyecek çooook şeyim var ama 
söyleyemiyorum:)
Hoki : olsun benim güzel eşek bulutum :D
Bulut : :D:D
son söz :  Bulut : 
Geldin ya!
şimdi herşey güzel seninle.
yürümenin, konuşmanın,
nefes almanın bir başka anlamı var artık.
sen varsın ya, herşey bambaşka gözlerimde.

bir rüya gördü hoki.gökyüzünde dolaştı.sevimli bi bulutu sevdi.Ama bir rüyaydı.çok gerçekçi masum güzel bir rüyaydı.uyandığında o sevimli bulutun yanında olmasını diledi.ama yoktu..yine de gülümsedi hoki.çok mutlu bir rüyaydı..

SON

HOŞÇAKAL KARDEŞİM DENİZ

Ben küçük bir balıktım.Yüzmeyi yeni öğrenmiştim.Kayalıkların arasından geçmiştim.O kadar zor kayalıklardı ki bu küçük halimle yaptığıma inanamamıştım.Sonra sevimli küçük bir balıkla karşılaştım.O da geçmişti benim geçtiğim yerlerden.O anlattıkça bu tesadüfe şaşırıp gülümsedim.O da gülümsedi ve gülümsemekten hiç vazgeçmeyecek gibiydi.İçimde garip bir duygu uyandı.Bir anda benimle birlikte yüzmeye başlamıştı sevimli balık.Sorgulamadım."Benimle yüzme" demedim ona.Ben hep tek başıma yüzmüştüm.Alışkın değildim bu duruma.Ama o da benimle yüzmek istiyorsa,yanımda olacaksa daha güçlü hissetmez miydim kendimi ? Kuşkusuz öyle olmalıydı,öyle hissettirmeliydi onunla yüzmenin verdiği mutluluk.Sonra onunla yüzmeye başladık.Yüzdük ve günlerce yüzdük.Karşımıza hiç kayalık çıkmamıştı ve ben hep ona bakıp gülümsüyordum.O da bana gülümsüyordu hem de hiç bir zaman yüzünden silinmeyecek bir şekilde.Güvenle ve inançla.Ama birgün.Sadece birgün kayalıklar çıktı karşımıza.Ben farketmedim.Farkedemedim.Sevimli balığa gülümserken kayalıklara çarptım.Ama ona birşey olmamıştı.Çünkü o alışkındı yalnız olmayan yüzmelere.Çünkü onun kahramanları vardı kayalıkların arasından geçerken.Bense hep tek başıma geçmiştim kayalıkların arasından.Benim kahramanlarım süzgeçlerimdi.Süzgeçlerm yaralandılar ve ben düşmeye başladım dibe doğru.Sevimli balık arkasına bakmadan yüzmeye devam etti.Çünkü kahramanları vardı onun.Kahramanları için yüzmeye devam etmeliydi.Yadırgamadım onu.Hiç de kızmadım.Dibe doğru düşerken sadece gülümsedim sevimli balığa.Arkasından bakıp "hoşçakal" dedim gülümseyerek.Sonra yere düştüm.Süzgeçlerime bir soru sordum."İyileşebilecek misiniz" dedim."Zamanla evet" dediler."Yeter ki sen güneşi izlemeye,aydınlıkları izlemeye devam et " dediler.Süçgeçlerimin gücüne şaşırdım.Onlarla gurur duydum.İyileştiğimde kendi hayatımın kahramanı olmaya devam edecektim.

TANER TARIMER

İnsan bazen sevdiklerinin kahramanı olmaya çalışırken,kendi hayatının kahramanı olduğunu unutabilir,unuttuğunun farkında bile olmadan.Bu bir an da olabilir,birgün de.O an düşebilirsiniz dibe doğru.
Siz düşerken insanlar da korkup,dehşete kapılıp,yanınızda olmaktan vazgeçebilirler.Çünkü onlar kahramanlıklarınıza alışkındır,düşmelerinize değil.

3. BÖLÜM

(TARIK)
           Senden sonra yeni kahramanlar aradım hep,yerine koyabileceğimden değil,ikinci bir hayata tutunabilmek içindi bu arayışlarım.Yokluğunda hayat aynı hayat değildi.Boynuna sarılıp,o derin sevgiyi hissetmek gibi,beni omzuna çıkarıp ''Yıldızlara uzat ellerini,hayat uzaktaki aydınlıkları görebildikçe güzeldir'' deyişini duymak gibi,ben omzundayken ''Şimdi uçma zamanı'' diyip koşturmaya başladığında o heyecanı hissetmek gibi ve asla düşmeme izin vermeyeceğini bildiğim bir kahramanın varlığını hissetmek gibi harika şeyler yoktu sensiz hayatımda.Ben de ikinci bir hayat aradım kendime.Yeniden doğmaya çalıştım.Ama kahramanım olmadan,sen olmadan çok zordu yeniden doğmak,çok zordu yeniden gülümsemek.
         Yeni bir kahramana ihtiyacım olduğunu zaman geçtikçe daha derinden hissettim.Yerine yeni insanlar koymak gibi değil bu.Sana ihanet de değil bu hissedişim.Çünkü ben varlığında da yokluğunda da hiç sensiz yaşamadım.Çünkü sen benim kahramanımsın baba.Ve kahramanlar hiçbir zaman ölmezler.

                                                                          KAHRAMANLAR SOKAĞI
            Sıcak bir cumartesi günüydü.Yüzüme vuran güneşin sıcaklığıyla uyandım.Son zamanlarda çok şey değişmişti.Eskiden olsa dedem erkenden uyanır,aileyi saat sekizde kahvaltıya toplardı.Ama şimdilerde tatil günlerinde kahvaltı saatini sanki ben belirliyor gibiydim.Her şey istediğim gibi oluyordu.Dedem de annem de
ne desem tamam oğlum tamam evladım diyecek gibiydiler.Bu durum hem beni şaşırtıyor hem de değişik bir 
şekilde gülümsememe neden oluyordu.Şapşal gibiydim.Annem neyse de dedemin bana karşı çok neşeli içten
oluşu beni çok şaşırtıyordu.İçten içe gülümsüyordum.Çoğu zaman eski alışkanlıklarımdan gülümsediğimi
gizlemeye çalışsam da bazen kendimi tutamıyordum.Etrafımdaki bu ilgi bu şefkat beni mutlu etse de son zamanlarda sıkılmaya başlamıştım.Tutunacak yeni bir şeyler arıyordum.Ne aramam gerektiğini,ne bulmam gerektiğini bilmiyordum ama yeni bir şeyler olmalıydı hayatımda.Babamdan bana kalan en güzel şeyi korumalı ve yaşatmalıydım.Gülümsemeliydim.Hem de defalarca gülümsemeliydim.En büyük kahramanım beni hala güzel anılarıyla,unutamadığım sözleriyle gülümsetiyor olsa da artık hayallere sığınamazdım.Babamın oğlu olduğumu gösterecek bir şeylere ihtiyacım vardı.Güçlü ve yüzünden eksilmeyen gülüşüyle etrafına ışık tutan bir çocuk olmalıydım.Evet kesinlikle öyle olmalıydım.Kararım kesindi ve ben yeni bir şeyler arayacaktım.Kahvaltıya oturduk.Yine dedem annem ve ben.Son zamanlarda hep üç kişiydik.Ara ara gelip gidenler olsa da kazadan sonra biz hep üç kişiydik.Aynı şeyleri hissedip,birbirimize aynı ifadeyle bakıyorduk.Birbirimizi çok iyi anlıyorduk.Ve ben dışarı çıkacağımı söylemeden anlamışlardı sanki.Kahvaltımızı ederken ''bugün dışarı çıkıp oyun oynayabilir miyim'' diye sordum.Annem heyecanla gülümseyerek ''tabi ki çıkabilirsin oğlum'' dedi.Dedem de başını sallayarak onayladı.Ben gülümseyince mutlu olmuşlardı.Son zamanlarda çok fazla dışarı çıkmıyordum.Söylemeseler de benim için endişelendiklerini hissediyordum.Onları da rahatlattığım için kendimle gurur duymuştum.Bugün bambaşka bir gün olmalıydı.Olacaktı da.Aradığım şeyi bulacağıma inanıyordum.
           Sokağa çıktım ve dolaşmaya başladım.Etrafımdaki her şeyi dikkatle izlemeye başladım.Her insanı her olayı dikkatle izliyordum.Ama en çok gülümseyen insanlar dikkatimi çekiyordu.Çünkü bu babamın bana 
öğrettiği en güzel şeydi.''Gülümsemek yaşamaktı''.En çok parkın karşısındaki simitçi ve baloncu amcaya takıldı gözüm.Çocuklara karşı çok iyi davranıyor,hep gülümsüyorlardı.Birden simitçi amcayla konuşmanın
arayışlarıma yardımcı olacağını hissettim.Heyecanla yanına koştum.''Merhaba amca'' dedim.O da ''merhaba evladım kaç simit istersin'' dedi gülümseyerek.''Yok simit istemiyorum amca'' dedim.Yüzündeki gülüş kaybolur gibi oldu ama bir an duraksadıktan sonra tekrar gülümsedi ve ''Ama bu simitler Eskişehir' in en güzel simitleridir.Yeni getirdim fırından çok taze ve çok güzeller '' dedi.bense başımı sağa sola salladım.
Amcanın gülüşleri silinir gibi oldu.Ama yine bir an duraksadıktan sonra gülümseyerek ''benim simitlerimi 
yiyen çocuklar dünyanın en zeki en güçlü çocukları olurlar,herkes tarafından sevilirler çok popüler olurlar''
dedi.Bu sözleri biraz saçma gelmişti.Simitlerinden başka bir şeyden bahsedicek mi diye de düşünmeye başlamıştım.Simitçi amcaya doğru dönüp simit istemediğimi söyledim.Simitçi amca buna anlam verememişti.
Ben sadece farklı birşeyler duyabileceğimi umut ederek konuşmak istemiştim.Ama pek simitten başka bir şeyden bahsedecek gibi değildi.Üstelik yüzündeki gülümseme tamamen kaybolmuştu.Ama amcanın yüzünün
asılmasına üzülmüştüm.Buna sebep olduğumu hissediyordum.Tok olsam da bir simit almalıyım diye düşün-
düm.Ama burda zaman kaybetmemeliydim.Arayışlarım devam etmeliydi.Hemen cebimden elli kuruşu uzatıp bir simit aldım.Simitçi amca yüzüme gülümser gibi oldu.Yiyemiyecek durum da olsam da amca sevinir diye 
bir ısırık aldım simidinden.''Gerçekten güzelmiş'' dedim.Simitçi amca gururlu bir gülümsemeyle baktı bana.Aslında simit çok sıradan gelmişti.Diğerlerinden farklı bir tadı olduğunu hissetmemiştim.Ama amcayı mutlu edecek bir şey söylediğim için kendimle gurur duymuştum.Çünkü ben simitten birkaç ısırık alırken gerçekten mutlu gibiydi.Ordan ayrıldıktan sonra simitçi amcadan uzaklaşınca simidimi parçalayıp sokaktaki kedilere dağıttım.Bizim mahallede epeyce kedi vardı.Sonra dolaşmaya devam ettim.Önce baloncu amcayla konuşmaya çalıştım.Sonra da ileriki sokaktaki ayakkabı boyacısı abiyle konuştum biraz.Ama hiçbir şey istediğim gibi olmadı.Aradığım şeyi bulamamıştım.Günün sonunda hayal kırıklığına uğramıştım.Parlak ayakkabılar,bir adet balon,mutlu amcaların gülüşleri ve karnı doyan sokak kedilerinin heyecanlı miyavlamaları teselli ödüllerimdi.
        Eve döndüğümde çok yorgun bir şekilde yatağıma uzanmıştım.Bugün bir şey bulamamış olabilirdim.
Ama umutluydum.Babamın oğluysam eğer bir günde pes edemezdim.Etmiycektim de.Salona indiğimde gözlemlerime devam ettim.Dedemde garip tavırlar olduğunu hissettim.Arada bir arka bahçeye gidiyordu.
Sonra elleri ıslak bir şekilde geri dönüp,bir şeyleri belli etmemeye çalışır gibi bana gizlice bakıp,heyecanla önüne dönüyordu.Yüzünde heyecanlı bir gülümseme vardı.Bir şeyler düşünüp kendi kendine gülümsüyordu.
Arada da gizlice bana bakıyordu.Ama ben her şeyi farketmiştim.Gözlem yapıyordum,arayış içindeydim.Benden bir şeyler gizlediğine emindim.Dedem yine arka bahçeye gidiyordu.Arkasından gidecektim.Ama belli etmemeliydim.Birden etrafıma bakıp ıslık çalmaya başladım.Dedem arkasına dönüp bana gülümsedi,sonra da arka bahçeye gitti.Tam peşinden gidecektim ki,bu yaptığımın doğru olmayacağını düşündüm.Annem hep ''büyüklerin eşyaları karıştırılmaz,işlerine karışılmaz'' derdi.Ama arka bahçeye gidiyordu eşyalarını karıştırıyor sayılmazdım ki.Gidip gitmeme arasında kararsız kalmak üzereyken bir havlama sesi geldi arka bahçeden.Hemen koştum dedem sevimli küçük yavru bir köpeğe yiyecek birşeyler veriyordu.Beni görünce ''sürprizi bozdu küçük yaramaz'' dedi gülümseyerek.Ben de şaşkın bir gülümsemeyle
''ne sürprizi dedeciğim'' dedim.Aşağı doğru eğildi,yüzüme baktı ve ömrüm boyunca unutamayacağım bir gülümsemeyle ''şimdiden doğum günün kutlu olsun benim biricik torunum'' dedi.O an dünyanın en güzel köpeğini gördüğümü,dünyanın en harika dedesine sahip olduğumu hissettim.Dedemle son zamanlarda ne kadar çok bağlandığımızı hissettim.Ve doğru an bu andı.Uzun zamandır ne kadar çok istemiştim birine sarılıp ağlamayı sonra da gülümsemeyi.Sanki yıllardır bir buz dağı vardı aramızda.Ama o an,o gülüş,o bakış her şey o kadar güzel çözülmüştü ki.Dedemin boynuna atladım.Babamdan sonra,ilk kahramanımdan sonra hiç bu kadar sımskı sarılmamıştım.Dedemin omzuna yaslandım.Birkaç damla yaş aktı gözümden.Ama o kadar çok mutlu olmuştum ki dedemi üzmemek için yaşlarımı sildim.Defalarca defalarca gülümsedim.Mahallemizdeki kedileri düşünüp kahkalarla güldük.Sonra dedem bana köpeğin adını ne koyacağımı sordu.Ben de hiç düşünmeden ''kahraman olsun'' dedim gülümseyerek.Kahraman dedemden aldığım en güzel hediyem oldu güzel köpeğim.Sonra sesleri duyan annem de geldi bahçenin kapısına.O daha içeri adım atamadan koştum kollarına atladım.''Kahramanımı buldum diye bağırdım'' şaşkın ama çok mutlu bir şekilde gülümsedi bana.Saatlerce gülüp eğlendik.Sonra başımı gökyüzüne doğru kaldırıp içimden ''gülümsüyorum baba gülümsüyorum'' dedim...